28 Ekim 2015 Çarşamba

EĞİTİM PSİKOLOJİSİ- NASIL ÖĞRETMELİ?



              
 
        
          Bu yazımda olduğu gibi psikoeğitimlerim ile verdiğim eğitimlerde, konferanslarda metaforlardan, şiirlerden, hikâyelerden, atasözlerinden ve bu türleri de içinde edebiyatın zenginliğinden çokça faydalanıyorum… Böyle bir yaklaşımı tercih etmemde pek çok sebep var… Bunlardan bazılarını ve belki de benim için en önemlilerini burada yer vereceğim konu bağlamında şöyle söyleyebilirim:
1.     Kullandığım hikâyeler, metaforlar vb. psikolojinin edebiyat tercümesi gibi… Psikoloji ve Edebiyat disiplinlerine olan hâkimiyetim neticesinde anlatmak istediğim bilimsel konuların neredeyse yüzde doksan, yüzde yüz denecek kadar örtüşenlerini seçiyorum.
2.    Bu seçtiklerim sayesinde bilimsel terimleri, kuramları, metotları ayrıntıları ile anlatıp gereksiz bilgi yoğunluğu ile zihinleri bulandırmaktan uzaklaşıyorum.
3.    Böylelikle, anlattıklarımın anlaşılması daha kolay oluyor ve daha çok akılda kalıyor. Neticede anlatmak istediklerim algılanıp öğreniliyor.
 
Burada Gelişim ve Eğitim Psikolojisi’yle örtüşen bir hikâyeyi sizlerle paylaşmak istiyorum. Abdülbaha’nın “Öğretmen ile Bahçıvan” adlı hikâyesi bir insana bir şey öğretmek istediğimizde öncelikle neyin farkında olmamız ve bu isteğimize ulaşmak için nasıl bir yaklaşım göstermemiz gerektiğini ne de güzel anlatıyor:
 
                   “ ÖĞRETMEN İLE BAHÇIVAN
Bir öğretmen çeşitli bitkilere bakan bir bahçıvan gibi çalışır. Bir bitki güneşi, diğeri serin gölgeyi sever, biri akarsu kıyısını, diğeri çorak dağ tepesini sever. Biri kumlu toprakta gelişirken, diğeri bereketli topraklarda gelişir. Hepsinin kendine en uygun bakıma ihtiyacı vardır; yoksa sonuç başarısız olur.”
 
                              Uzman Klinik Psikolog Ezgi Yaz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder