16 Aralık 2015 Çarşamba



 
 
 
              YAŞAM YOLU GALAKSİSİ VE TELESKOPLARIMIZ
           
          Hayatımızda hiç bir şeyin yolunda gitmediğini hissettiğimiz dönemler olur. Bu zamanlarda adeta her şey üst üste gelmiştir… Hatta bu zamanlar uzamıştır da… Aylar, yılları kovalar… Kendimizi kötü hissettiren olumsuz, depresif ruh halimiz üstümüze sinen kötü bir kokuya dönüşmüştür sanki… Hem kendimizi hem sevdiklerimizi rahatsız etmeye başlar… Hal böyle olunca zihnimiz beynimiz uyuşur. Farkında olarak veya olmayarak yaşamımızın kontrolünü tamamen koşullara bırakırız…
           Sanki dünyanın en şanssız insanıyızdır diye düşünürüz böyle zamanlarda… Sanki yaşamımızda hiçbir güzellik yoktur… Sanki hiçbir istediğimiz olmuyordur… Ve en kötüsü hiçbir şeyin kolay kolay düzelmeyeceği fikrinin ağlarına sarılıp umutsuzluk batağında diplere vurmaya başlamamızdır…
          Böyle ayların yılların ötesine geçen, bizi ağırlaştıran, yaşamımızı kontrol etmekten vazgeçtiren ruh halimiz oluyorsa bir durup düşünmeli… Acaba “Yaşamımızda yolunda giden şeyler neler?” “İstediğimde olan şeyler neler?” “Yaşamımdaki güzellikler neler?” “Hayata bakış açımın, böyle hissetmemdeki etkisi nasıl?” diye…
           Elbette hayatımızda çözümleyemediğimiz, yolunda gitmeyen şeyler zaman zaman var olacaktır… İnsanız nihayetinde… Sevinçler, mutluluklar, heyecanlar, başarılar, başarısızlıklar, inişler çıkışlar, zorluklar kolaylıklar, doğumlar, ölümler, kavuşmalar ayrılıklar, gönül alışlar, dargınlıklar, maddi ve manevi huzur ve huzursuzluk… Hayat böyledir… Güllerin arasında dikenler vardır, dikenlerin arasında güller… Hayatımızı gül bahçesi olarak görmek de hayatımızı diken bahçesi olarak görmek de elimizdedir, gül tohumları ekmek de dikenleri dermek de…
           Elbette bu söylediklerimi hemen hemen hepimiz biliyoruz… Ancak bazen bildiklerimize yabancılaşıyoruz, bazen de unutuyoruz yaşam koşuşturmacasında, onca işin gücün arasında…
            Dile getirmek, hatırlamak, yeni bir şey öğreniyor gibi dikkat kesilmek gerek bazen… Bazı yaşantılarınızın sürüklediği olumsuz ruh haliniz diken sarmaşıklarıyla hayat bahçenizi sardığı zamanlarda; gözlerinizi kapatın ve şimdi size anlatacağım bakış açısının hayatımızla ilişkisini gözlerinizin önüne getirmeye çalışın:
            Hayat gökyüzüdür. Bakış açımız da teleskop. Gökyüzünde bildiğimiz ve bilmediğimiz pek çok galaksiler vardır. Galaksiler içinde yıldızlar… Teleskopumuzu elimize alıp gökyüzünde herhangi bir noktaya baksak orada yıldız yoksa, biraz yana baksak yıldız yoksa, “Gökyüzünde hiç yıldız yok.” demek ne kadar gerçekçi olabilir ki? Teleskopumuzu etrafa çevirmek lazım, o zaman yıldızları görebiliriz… Bakıp da göremediğimiz yıldızlar da vardır, karanlık bir boşluk zannettiğimiz… Oysa orada daha gelişmiş teleskoplarla görülebilecek nice yıldızlar vardır… Hayatımızda olduğu gibi…
        Teleskopumuzu nereye çevirirsek orayı görürüz. Gökyüzünün tamamını gördüğümüzden ibaret saymak zenginliğimizi inkâr etmek, kendimizi yok yere üzmek olmaz mı? Böylesi karanlığa saplanan bakış açımızı değiştirerek uzayan depresif, mutsuz, huzursuz, umutsuz, keyifsiz ruh halimizden uzaklaşarak hayatımızın kontrolünü elimize almaya başlayabiliriz… Böylece yıldızlarımızın, karanlıklarımızın var olduğunu hayatımızın parçalardan değil bir bütünden oluştuğunu görebilir, güzelliklerimizi de yaşayarak hayatımızı olduğu gibi kabullenebiliriz…
                                                                                                     


                                                                                                    Ezgi Yaz
                                                                                             Uz. Klinik Psikolog
                                                                                            Psikolojik Danışman

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder